19 Aralık 2011 Pazartesi

Bordeaux ve Unutulmaz Kadro


Yıllaar yıllar önce.Avrupa Birliği ve Bosman Kuralları futbolun içine etmesinin hemen öncesiydi...
1995 - 1996 sezonu...Bursaspor için güzel ve erken başlamıştı o sezon.Erken çünkü İnter-Toto Kupası vardı. Güzel çünkü fırtına gibi esiyordu Bursaspor.Belediyemiz sağolsun Cine 5'in şifreli verdiği maçları karasal yayından şifresiz izliyordukErcüment'li Baliç'li Mususi'li Biyedic yönetimindeki kadroyu... Wimbledon,Kosice,Charleroi,Beitar Jerusalem'in yer aldığı gruptan lider olarak çıkmıştı Timsahlar.2.turda tek maçlı eleminasyonda Yunan OFI'yi geçip çeyrek finale geldiler.Rakip Tarnat,Jens Nowotny,Bilic,Hassler,Thorsten Fink,Sean Dundee,Adrian Knup,Igli Tare'li Karlsruhe... Ama Bursa Öyle bir güven yakalamış ve bize de acaip bir gaz gelmişti ki eleriz diyorduk.Maçtan sonra yaptıkları Timsah Sevinci de o sene çıkmıştı sanırım... Ama malesef tur gelmedi. Kaderin garip bir cilvesi Bursayı eleyen Almanlar turu geçti ve rakipleri bu hikayenin de ana konusu olan Fransız Bordeaux'tu... Zidane'lı Dugarry'li Lizarazu'lu Richard Witschge'li takım Tarihinin en iyi 3 jenerasyonundan birini yakalamıştı.Yarı Finalde Bursa'yı eleyen Karlsruhe'yi 2'li maçlarda 0-2 ve2-2 ile eledi.Statü gereği Final yoktu ve 2 Fransız takımı Bordeaux ve Strasbourg UEFA'ya atladı... Ve sonu da,başlangıcı ve gelişmesi gibi güzel bitseydi,yıllarca dillerden düşemyecek bir masala dönüşecek olan bu hikaye başlamış oldu.
Yıllaar yıllar önce.Avrupa Birliği ve Bosman Kuralları futbolun içine etmesinin hemen öncesiydi... 
UEFA Kupası deyip de geçmeyin.Statü daha değişmemişti Şampiyonlar Ligine sadece liglerinde şampiyon olan takımlar katılıyor. Yani bu da UEFA kupasına Şampiyonlar Ligi ayarında takımlar katılıyor demek oluyor.Barselona,Milan,Bayern Münih,Inter v.s... Ama Bordeaux'un finale önlenemez yürüyüşü bu takımlara rağmen başlamıştı. Dünya Zidane'ı,Lizarazu'yu ve çocukluğumun kahramanı Dugarry'yi tanıyacaktı... İlk turda Makedon Vardar'ı deplasmanda 2-0 içerde 1-1 ile geçtiler. 2.turda rakip Rus Rotor Volgograd(şu an 2. ligdeler)içerde dışarda toplam 3-1 ile geçtiler bu turu da... 3.tur UEFA Kupasında gerçek anlamda bir Avrupalı rakiple karşılaşacakları tur olacaktı onlar için. İlk turda Fenerbahçe'yi eleyen Real Betis. Adeta bizim intikam meleğimiz olan Bordeaux, bu turda da ilk maçta 2-0 yendiği rakibini 2-1 yenilmesine rağmen,ki burada Zidane'nın akıllara ziyan bir golü vardır.Ahanda linki!,saf dışı bıraktı. Sıradaki basamak çeyrek final. Gerçeği söylemek gerekirse ben Dünyada Bordeaux diye bir takım olduğunu ve İnter-Toto'dan gelip Milan'ın rakibi olduğunu bu turda öğrendim çünkü dünya futbolunu Türk takımları veya Türk futbol adamlarına endeksli olarak takip edebiliyorduk. İnternet yoktu ve takip kanallarımız tıkalıydı.TRT şimdiki TRT değildi sağolsun final maçlarını veriyordu ama finale kadar neler olduğunu bilemiyorduk. Bir iki özel kanal da dediğim gibi şin için de bir Türk olursa devreye giriyorlar. E,çeyrek finaldeki Türk kimdi derseniz cevap: Ahmet Çakar! Maçın hakemi.Daha doğrusu rövanş maçının hakemi..Ahanda!
 İlk maçta Milan Eranio ve R.Baggio'nun frikikten attığı golle 2-0 yeniyor Milan. Ama 2. maç Ahmet çakarın sırtının da yardımıyla Zidane ve Dugarry'nin güzel oyunlarıyla 3-0 Bordeaux üstünlüğüyle bitiyor.















19 Ağustos 2011 Cuma

Avrupa'dan Futbol: 18 ağustos UEFA gecesi

Avrupa'dan Futbol: 18 ağustos UEFA gecesi: Yaşım ilerledikçe(sanmayın ki 50 yaşındayım) kumar hastalığım oluğunu farkettim.Fakat gel gör ki ben tam palazlanmaya başlarken kumarhaneler...

18 ağustos UEFA gecesi

Yaşım ilerledikçe(sanmayın ki 50 yaşındayım) kumar hastalığım oluğunu farkettim.Fakat gel gör ki ben tam palazlanmaya başlarken kumarhaneler kapatıldı(iyi de oldu açıkçası)Yanlış anlamayın,parayla pulla işim yok.Maksat kazanmak.Sağ olsun Spor Toto teşkilatı İddaa'yı soktu hayatımıza.her maç günü 2 tl lik bir kupon yaparım futbol bilgimi sınamak(ki ilk entrimde futboldan anlamadığımdan bahsetmiştim) ve hayatta bir şeyler kazanmak için.o yüzden haftaiçi UEFA ve Şampiyonlar ligi maçları can simididir benim için.
Dünde UEFA kupası maçları vardı.(Eurpa lig olduğunu biliyorum merak etmeyin)malesef gene tutturamadım ama gece çok güzel maçlara sahne oldu.
Geceden aklımda kalan Lazio'dan D.Cisse,Hannover 96'dan jan schlaudraff.
D.Cisse tam bir boğaymış arkadaş.İnşallah bu sefer bir talihsizlik yaşamaz ve yeniden yakaladığı "büyük bir ligde oynama" şansını geri çevirmez.
Adını yazmakta ve okumakta zorlandığğım Jan Schlaudraff ise attığı iki golde de kullandığı ayak dışıyla mest etti beni.İlk gol Sağ dışla,ikinci gol soll dışla...
Hannover tur atlar mı bilmem ama bu adam iyi bir golcüye benziüü
http://www.youtube.com/watch?v=tivo_rHZBDY

Cuma

Ailem çok tutucu bir aile değildi,fakat dinine ve geleneklerine bağlıydılar.(Hala da öyle)Bana veya ağabeyime aldıkları yeni bir şeyi illa ki Cuma günü denetirlerdi veya ambalajını açtırırlardı.İlk blog'umu yazarken bunu hatırladım.Dindar biri değilim fakat Cuma gününe denk geldi.
Futbolu çok severim ama futboldan anlamam.Güzel oyunun peşindeyim,skora kanmam.Yani Hatice'ye bakarım ki Hatice de güzel kızdır,Allah'ı var
Futbolu severim,dünya kupalarını izlemek için işten ayrılacak veya o süre zarfında iş aramayacak kadar.Futboldan anlamam Umut'a ve Hakan Şükür'e saydıracak kadar.Umut'tan bahsettiğime bakmayın,Galatasaraylıyım doğuştan.Ama Trabzona da sempatim var iyi futbolcular çıkardığından.
Efendim,Hakan futbolu bıraktı malumunuz pek de iyi yaptı,güncel olduğu için Umut'a değinelim.Oynadığı yıllarca (kaç yıl oynadı bilmiyorum)taraflı tarasız herkese saç baş yolduran bu adamın gidişiyle Trabzon'un hücumda bu kadar çaresiz kalacağını tahmin bile edemezdim.İşte futboldan anlamadığım burada ortaya çıkıyor.Meğerse yaptığı mücadele ile Burak'a,Alanzinho'ya hatta Colma'a gol yollarını açan Umutmuş.Hakan Şükür'ede yıllarca bu yüzden sabretti Galatasaraylı taraftar ve yazarlar.
Fakaat.
Şöylede bir durum var arkadaş: Forvet dediğin gol atacak aga!
Tamam,çapraz koşular,defansı yıpratma,defansı üzerine çekerek arkadaşına boş alan yaratma bunlar hepsi güzel özellikler de,ama bir futbolsever biraz da çalım bekler yahu.Ben beklerim açıkçası.Çalım at ,bir adam geç.Kalecinin sağından solundan köşeye bir top bırak.Ha,bir zamanlar Prekazi'ye ait olduğu söylenen bir söz var: "O dediklerini yapsam Real'de oynardım" derlerse söyleyecek bir sözümde yok.Dedim ya ben güzel futbolun peşindeyim.