19 Ağustos 2011 Cuma

Cuma

Ailem çok tutucu bir aile değildi,fakat dinine ve geleneklerine bağlıydılar.(Hala da öyle)Bana veya ağabeyime aldıkları yeni bir şeyi illa ki Cuma günü denetirlerdi veya ambalajını açtırırlardı.İlk blog'umu yazarken bunu hatırladım.Dindar biri değilim fakat Cuma gününe denk geldi.
Futbolu çok severim ama futboldan anlamam.Güzel oyunun peşindeyim,skora kanmam.Yani Hatice'ye bakarım ki Hatice de güzel kızdır,Allah'ı var
Futbolu severim,dünya kupalarını izlemek için işten ayrılacak veya o süre zarfında iş aramayacak kadar.Futboldan anlamam Umut'a ve Hakan Şükür'e saydıracak kadar.Umut'tan bahsettiğime bakmayın,Galatasaraylıyım doğuştan.Ama Trabzona da sempatim var iyi futbolcular çıkardığından.
Efendim,Hakan futbolu bıraktı malumunuz pek de iyi yaptı,güncel olduğu için Umut'a değinelim.Oynadığı yıllarca (kaç yıl oynadı bilmiyorum)taraflı tarasız herkese saç baş yolduran bu adamın gidişiyle Trabzon'un hücumda bu kadar çaresiz kalacağını tahmin bile edemezdim.İşte futboldan anlamadığım burada ortaya çıkıyor.Meğerse yaptığı mücadele ile Burak'a,Alanzinho'ya hatta Colma'a gol yollarını açan Umutmuş.Hakan Şükür'ede yıllarca bu yüzden sabretti Galatasaraylı taraftar ve yazarlar.
Fakaat.
Şöylede bir durum var arkadaş: Forvet dediğin gol atacak aga!
Tamam,çapraz koşular,defansı yıpratma,defansı üzerine çekerek arkadaşına boş alan yaratma bunlar hepsi güzel özellikler de,ama bir futbolsever biraz da çalım bekler yahu.Ben beklerim açıkçası.Çalım at ,bir adam geç.Kalecinin sağından solundan köşeye bir top bırak.Ha,bir zamanlar Prekazi'ye ait olduğu söylenen bir söz var: "O dediklerini yapsam Real'de oynardım" derlerse söyleyecek bir sözümde yok.Dedim ya ben güzel futbolun peşindeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder