12 Eylül 2012 Çarşamba
ESTONYA MAÇININ ARDINDAN
Öncelikle Abdullah Avcı'nın başarılı bir teknik direktör olduğunu ve bulunduğu yeri hakettiğini düşünmüyorum. Milli takım serüvenininde uzun soluk olmayacağı daha ilk resmi maçtan sonra ortaya çıktı. Ancak umarım ben yanılırım ve Brezilya'ya gideriz
Milli takım kariyerinin uzun olmayacağını düşünüyorum çünkü bizim kamuoyumuz "kelle almayı" sever. Abdullah Avcı bir kere bunu göremedi. Türkiye liglerinin en formda oyuncusunu "ben onsuzda başarılı olurum, göreceksiniz " mantığıyla, önemli Hollanda maçında oynatmayarak kendi kuyusunu kendi kazdı diyebiliriz. Ayrıca sol kanatta Robben'in oynayacağını dünya alem bilirken, onun karşısında Ofansif orta sahadan devşirme formsuz Hamit'i mi sakatlıktan yeni çıkmış Gökhan Gönül'ü mü seçerseniz ?
Gerçi Hollanda'da puan alsaydık eleştiriler bu kadar çok olmaycaktı ancak ben yine de inandığım gerçekleri söylerdim. Takımınızda Xavi, Ronaldo, Gerrard, Robben, Ribery, Alex, Mesut Özil, Selçuk vs. varsa oynatırsınız kardeşim. Oynatmakla kalmaz oyunu bunların üzerine kurarsınız. Ancak asla 90 dakika yanınızda oturtmazsınız. Taktik icabı almadım diyor. "O zaman milli takıma neden davet ettin?" diye sorarlar adama.
Sayın Avcı büyük ihtimalle "Ulan, göreceksiniz.yine oynatmayacağım ve yeneceğim." diye düşünerek yine yanında oturttu Selçuk'u. E, Estonya'yı da bir zahmet yen be Hocam! Tamam Estonya Avrupa Şampiyonası için Play-off'lara kaldı ama kendi sahamızda asla bizim rakibimiz olamaz.
Abdullah Avcı bir inat uğruna hem bizi yakacak hem kendisini. Umarım ben yanılırım. Haydi hayırlısı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder